Genellikle tropikal bölgelerde yetişen kaju, kalp sağlığını korumanın yanı sıra bağışıklığı güçlendirici etkisiyle de ön plana çıkar. Günde 5 adet kaju tüketmek, genel sağlık üzerinde başka faydalar da sağlayabilir. İşte düzenli kaju tüketiminin bilimsel olarak kanıtlanmış 4 etkisi:
2013 yılında New York Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmada, kajunun içerdiği sağlıklı yağ asitlerinin kan damarlarını genişleterek, kan basıncını düşürmeye yardımcı olabileceği kanıtlandı. Çalışma, kajunun özellikle tekli doymamış yağlar ve omega-9 yağ asitleri bakımından zengin olduğunu ve bu bileşiklerin kalp hastalıkları riskini azalttığını ortaya koydu.
Journal of Nutritional Biochemistry dergisinde yayımlanan bir başka çalışmada ise kajunun içerdiği magnezyumun, kalp ritmini düzenlemeye yardımcı olduğu belirlendi.Kajunun bağışıklık sistemi üzerindeki etkileri de oldukça dikkat çekici. 2017 yılında Harvard Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, kajunun zengin C vitamini içeriğinin bağışıklık fonksiyonlarını güçlendirdiğini ve vücuda enfeksiyonlarla savaşma yeteneği kazandırdığını gösterdi. Bu araştırmada, düzenli kaju tüketiminin soğuk algınlığına karşı vücut direncini artırabileceği de tespit edildi.Sindirim sağlığı üzerinde de çeşitli faydaları bulunan kaju, metabolizma hızını olumlu yönde etkileyebilir. İstanbul Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, kajunun lif bakımından zengin olduğunu ortaya koydu. Lif, bağırsak hareketlerini düzenler ve kabızlık gibi sindirim sorunlarını önler. Ayrıca kajunun içerdiği yağ asitleri, sindirim sisteminin düzgün çalışmasına yardımcı olur ve mide rahatsızlıklarını hafifletebilir.Kajunun vücutta serbest radikallerle mücadele etme kapasitesi de bilimsel araştırmalarla desteklendi. 2019 yılında Oxford Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada, kajunun içerdiği antioksidan bileşiklerin hücresel yaşlanmayı geciktirdiği ve vücutta oksidatif strese karşı koruma sağladığı bulunmuştur. Bu etkiler, kajunun içerdiği E vitamini, flavonoidler ve fenolik bileşikler sayesinde gerçekleşir. Antioksidanlar, vücuttaki hücresel hasarı azaltarak, kanser ve diğer kronik hastalıkların riskini de minimize edebilir.Kajunun ideal tüketim miktarı, günde 5 adet şeklinde olmalıdır. Bu miktar, vücudun sağlıklı yağlar, proteinler ve mineraller açısından doyması için yeterlidir.Kaju, oksalat adı verilen bileşenleri içerir. Oksalatlar, vücutta kalsiyumla birleşerek böbrek taşlarının oluşumuna neden olabilir. Böbrek taşı geçmişi olan kişiler, kajunu aşırı miktarda tüketmekten kaçınmalıdır.
Kaju, özellikle tuzlu ya da işlenmiş formda satıldığında yüksek sodyum içerebilir. Aşırı sodyum tüketimi, hipertansiyon (yüksek tansiyon) gibi kalp-damar hastalıklarının riskini artırabilir.Aşırı kajun tüketimi, bazı insanlarda sindirim sorunlarına yol açabilir. Özellikle yağlı ve lifli yapısı nedeniyle mide rahatsızlıkları, gaz ve şişkinlik gibi problemler ortaya çıkabilir.
Kajun, Brezilya fıstığı ailesine ait olduğundan, aşırı miktarda tüketildiğinde “seleni toksisitesi” riski olabilir. Brezilya fıstıkları, selenyum açısından zengin olup, fazla miktarda alındığında toksik etkilere yol açabilir. Ancak, kajun bu toksisiteyi genellikle daha düşük seviyelerde içerirEğer kajun gibi yemişler dikkatlice saklanmazsa, bakteri, küf ya da mikotoksinler üreyebilir. Ağaç yemişlerine karşı hassasiyeti olan kişilerin, bu tür risklere karşı dikkatli olması önemlidir.