Z kuşağından pek çok genç kadın, terapiyi düşünmeyen bir erkekle ilişki yaşamayı istemiyor. Z kuşağının pek çok üyesi artık ruh sağlığı yolculuklarını sosyal medyada belgeliyor. Peki Z kuşağının herkesin terapiye açık olması gerektiği yönündeki ısrarı iyi bir şey mi?
Z kuşağının gerçekleri, ilişki kurma anlayışını kökten değiştirdi.
27 yaşındaki Ellie Hecht’in ilk randevusunda, potansiyel bir partneri değerlendirmesine yardımcı olacak kilit sorulardan oluşan bir listesi var.
Bunlar arasında en önemlisi kaç kardeşi olduğu, en sevdiği film ya da çocuk isteyip istemediği değil.
İlk sorusu şu: “Terapiye açık mısın?”
Daily Mail’de yer alan habere göre bu, Ellie için kırmızı bir bayrak. Çünkü Z kuşağı kadınları için arzu edilen flört özellikleri arasında bir “kişisel bakım alet kutusuna” sahip olmak da yer alıyor.
Gerçekten de Ellie gibi pek çok kişi terapiyi düşünmeyen bir erkekle çıkmayı düşünmüyor bile.
“Bu benim listemin en başında yer alıyor” diyen Ellie, “Ayrıca listemde kırılganlık ve güçlü iletişim becerileri de var. Herkes nazik ve duygusal farkındalığı olan bir partner ister ve terapi bu özelliklerin gelişmesine yardımcı olur” diye ekledi.İlk buluşmalarda erkeklere hemen terapiden bahsediyorum diyen Ellie, şöyle devam etti: “Çoğu olumlu yanıt verirken, ciddi olmayanların ayıklanmasına yardımcı oluyor. Eğer biri buna açık değilse, muhtemelen duygusal esenliğe yaklaşımımız konusunda aynı fikirde değiliz demektir. Buna açık olmak, büyümeye ve kendinizi geliştirmeye hazır olduğunuzu gösterir.”
2000 yılında her dört kişiden biri depresyon ya da anksiyete bozukluğu gibi yaygın ruh sağlığı sorunları yaşarken, 2021-22 yıllarında yarım milyondan fazla kişiye antidepresan reçete edildi.
Z kuşağının pek çok üyesi artık ruh sağlığı yolculuklarını sosyal medyada belgeliyor. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre Z kuşağının beşte biri ve Y kuşağı terapi görüyor, yüzde 55’i ise bu deneyimi yaşamış durumda.
Dolayısıyla, bir yasal işe alım ve danışmanlık firmasının CEO’su olan ve “daha önce antidepresan kullandığını rahatlıkla söyleyebildiğini” belirten Ellie gibi kadınların terapyi cinsel ve romantik yaşamlarına taşımaları şaşırtıcı olmayabilir.Peki Z kuşağının herkesin terapiye açık olması gerektiği yönündeki ısrarı iyi bir şey mi? Uzmanlar bile buna ikna olmuş değil.
İlişki ve flört koçu Mila Smith terapiye çok fazla önem vermenin tehlikeli olduğu konusunda uyarıyor.
Smith, “Bu nesle genç yaşlardan itibaren kendilerini ve ruh sağlıklarını ön planda tutmaları öğretildi. Terapi görenler için bu, kendi duygularını ve davranış kalıplarını daha iyi anlamalarına yol açmış olabilir. Kuşkusuz, kendilerini anlayan kadın ve erkeklerin uyumlu bir eş bulma ve sağlıklı bir ilişki kurma olasılıkları daha yüksektir” diye konuştu.
Ancak bu tür bir farkındalık sadece ölçülü olduğu ve başka bir dizi mit ve gerçekçi olmayan beklentiler yaratmadığı sürece faydalı olabilir.
Smith, şunları ekledi: “İnsanlar her zaman birilerinin (terapistlerinin) onlar için cevaplar bulacağına ve sorunları çözeceğine güvendiklerinde, bu durum özgüven ve bağımsız düşünme eksikliğine yol açabilir.”En uzun ilişkisi dört yıl süren Ellie, bugün üç yıldır bekar. “Terapi görmüş birkaç kişiyle çıktım” diyen Ellie, “Farkı anlayabiliyorsunuz. Duygularıyla temas halindeler, dürüst konuşmalara daha açıklar ve geçmişleri ve geçmiş travmaları hakkında açılmaktan korkmuyorlar” ifadelerini kullandı.
Erkeklerin terapi konusundaki bu isteksizliği Star Freudenberg’in de deneyimlediği bir şey. Şimdi 32 yaşında olan Freudenberg, sekiz yıl önce sadece terapiye açık olan erkeklerle çıkmaya karar vermiş. Ancak başlangıçta yaşadığı bir dizi “felaket randevusu” ona herkesin kendi felsefesine uymadığını öğretti.
Freudenberg şunları anlattı: “Bir randevu ‘iyileşmekle’ ilgilenmediğini söyledi. O gece ne kadar alkol içtiğini belirtme zahmetine girmedim. Başka bir adam anksiyete ve uyku sorunlarına yardımcı olması için sakinleştirici kullandığından ve sorunları hakkında kimseyle konuşmak istemediğinden bahsetti. Diğerleri ise kendinden geçmişti. Bir adam terapiye açık olduğuna yemin etse de, sezgilerim bana bunun sadece benimle yatmak istediği için olduğunu söyledi.”Z kuşağı kadınlarının, annelerinin çoğunun aksine, doğumlarından itibaren kendi istek ve ihtiyaçlarının bir erkeğinki kadar önemli olduğuna inandırılarak yetiştirilmesi, onları daha güçlü kıldığı belirtiliyor.
Parnerlerinin terapiye açık olması konusunda ısrarcı olmalarının altında yatan neden de bu.
Çünkü hangi motive olmuş genç kadının, kendi duygularını ifade edemeyecek kadar büyümüş bir erkek bebeğe terapistlik yapacak zamanı vardır ki?