Dünya çapında yaklaşık 700 milyon kişinin böbrek yetmezliği hastalığıyla mücadele ettiği biliniyor. Veriler, kronik böbrek yetmezliğine genellikle gelişmiş ülkelerde rastlandığını gösterirken, bu sağlık sorununa daha çok şeker hastalığı, hipertansiyon obezite gibi faktörlerin neden olduğu biliniyor. Uzmanlar, böbrek yetmezliğinin beslenme tarzıyla da bağlantılı olduğunu belirterek uyardı.
Böbrek yetmezliğine neden olan pek çok faktör bulunur. Bunların başında diyabet gelir. Diyabet, böbrek yetmezliğine yol açan en yaygın etkenlerden biridir. Yüksek kan şekeri seviyeleri, böbreklerdeki mikrodamarlara zarar verir, bu da böbrek fonksiyonlarının bozulmasına yol açar.Diyabetik nefropati olarak bilinen bu durum, zamanla böbreklerin filtreleme yeteneğini kaybetmesine ve son aşama böbrek yetmezliğine neden olabilir. Yapılan çalışmalara göre, diyabetli bireylerde böbrek yetmezliği riski, normo-glykemik kişilere göre 10 kat daha yüksektir.Yüksek tansiyon, böbreklerdeki kan damarlarını daraltarak, böbreklerin normal işlevini bozar. Hipertansif nefropati olarak bilinen bu durum, böbrek damarlarının hasar görmesine yol açar ve böbrek fonksiyonlarının kötüleşmesine neden olabilir.
Glomerülonefrit, böbreklerin filtreleme birimi olan glomerüllerin iltihaplanmasıdır. Bu durum, böbreklerde hasara yol açarak, proteinin idrara geçmesine ve zamanla böbrek fonksiyonlarının bozulmasına zemin hazırlayabilir. Çeşitli enfeksiyonlar, genetik yatkınlık ve otoimmün hastalıklar glomerülonefritin nedenlerindendir.Polikistik böbrek hastalığı, böbreklerde çok sayıda kist oluşmasına neden olan genetik bir hastalıktır. Bu kistler zamanla büyüyerek böbreklerin işlevini engeller ve böbrek yetmezliğine yol açabilir. Autosomal dominant polikistik böbrek hastalığı, bu hastalığın en yaygın formudur ve etkilenen bireylerin çoğunda böbrek yetmezliği gelişebilir.Bazı ilaçlar ve kimyasal maddeler, böbreklerde hasara neden olabilir. NSAID’ler (Nonsteroid Anti-Inflamatuar İlaçlar) gibi ağrı kesicilerin uzun süreli kullanımı, böbreklerde iltihaplanma ve hasar oluşturabilir. Ayrıca, antibiyotikler ve ağır metaller (örneğin civa, kurşun) böbreklerin filtreleme sistemine zarar verebilir. Yapılan araştırmalar, ilaçların böbreklerde akut hasara yol açabileceğini ve uzun süreli kullanımlarının böbrek yetmezliğine zemin hazırlayabileceğini göstermektedir.
Böbrek taşları, böbreklerde tıkanıklığa ve idrar akışının engellenmesine yol açabilir. Bu tıkanıklıklar böbreklerde enfeksiyon ve iltihaplanma yaratabilir. Taşların uzun süreli varlığı, böbrek dokusunda kalıcı hasara neden olabilir.Böbrek enfeksiyonları, özellikle idrar yolu enfeksiyonları (İYE), böbreklerde iltihaplanma ve doku hasarına yol açabilir. İYE’ler tedavi edilmediği takdirde böbreklerin enfekte olmasına ve sonunda böbrek yetmezliğine neden olabilir. Ayrıca, sepsis gibi sistemik enfeksiyonlar da böbreklerde akut hasara yol açabilir.
Bazı bireylerde, genetik faktörler böbrek yetmezliği riskini artırabilir. Özellikle polikistik böbrek hastalığı gibi genetik hastalıklar, aile üyelerinde daha fazla görülür. Ayrıca, bazı araştırmalar, genetik olarak bazı böbrek hastalıklarına yatkın kişilerin böbrek yetmezliğine daha kolay yakalandığını göstermektedir.Yaş, böbrek fonksiyonlarının azalmasında önemli bir risk faktörüdür. Yaşlandıkça böbreklerin fonksiyonları doğal olarak azalır ve bu da böbrek yetmezliği riskini artırabilir. Ayrıca, erkekler, bazı böbrek hastalıklarında kadınlardan daha yüksek risk taşımaktadır. Özellikle polikistik böbrek hastalığı gibi genetik hastalıklar erkeklerde daha erken ve daha şiddetli bir şekilde gelişebilir.Düşük beslenme kalitesi ve obezite, böbrek sağlığını olumsuz etkileyebilir. Yüksek tuz ve yağ içeren diyetler, hipertansiyon ve diyabet riskini artırarak böbrek yetmezliğine yol açabilir. Obezite, insülin direnci ve metabolik sendrom gibi durumları tetikleyerek böbrekleri olumsuz etkileyebilir.Bilimsel araştırmalar, aşırı tuz alımının böbrek hastalıklarını kötüleştirdiğini ve böbrek yetmezliği riskini artırdığını göstermektedir. Bir çalışmada, aşırı tuz tüketiminin, böbrek hastalığının ilerlemesini hızlandırdığı ve kan basıncını yükselterek böbreklerin aşırı yük altında kalmasına neden olduğu bulunmuştur.Muz, patates, ıspanak, domates gibi potasyum açısından zengin besinler, böbrek yetmezliği olan bireyler tarafından daha dikkatli tüketilmelidir. 2012 yılında yapılan bir çalışmada, böbrek hastalığı olan bireylerin yüksek potasyum içeren besinlerden kaçınmaları gerektiği vurgulandı çünkü bu tür besinler böbrek yetmezliğinin ilerlemesini hızlandırabilir.Fosfor, kemik sağlığı için önemli bir mineraldir, ancak böbrek yetmezliği olan bireylerde fosforun birikmesi, kemik sağlığını olumsuz etkileyebilir. Hiperfosfatemi (yüksek fosfor seviyeleri), damar sertliği ve kemik hastalıklarına yol açabilir. Böbrekler, fosforu vücuttan atmakla yükümlüdür ve böbrek yetmezliği durumunda bu işlem etkili bir şekilde gerçekleşemez.
Fosfor açısından zengin besinler, özellikle işlenmiş gıdalar, süt ürünleri ve etler böbrek hastalığı olan bireyler için risk taşır. 2014 yılında yapılan bir çalışmada, yüksek fosfor alımının böbrek hastalığı olan bireylerde kemik mineralizasyonunu bozduğunu ve kemik hastalıklarına yol açtığını gösterdi.Aşırı şeker ve rafine karbonhidratlar, obezite, insülin direnci ve diyabet gibi metabolik hastalıklarla ilişkilidir. Bu hastalıklar da böbrek yetmezliğine zemin hazırlar. Yüksek kan şekeri, böbreklerdeki mikrodamarları hasara uğratır ve diyabetik nefropati adı verilen bir durumu tetikler. Diyabetik nefropati, böbreklerin fonksiyonlarını bozarak zamanla böbrek yetmezliğine yol açabilir.
Bununla birlikte, şekerli içecekler ve işlenmiş gıdaların aşırı tüketimi, kan şekeri seviyelerinin dalgalanmasına neden olabilir. 2016 yılında yapılan bir araştırma, şekerli içeceklerin aşırı tüketiminin böbrek hastalıkları riskini artırdığını ortaya koymuştur.Alkol, böbreklerin sıvı dengesini düzenleme yeteneğini olumsuz etkiler ve dehidrasyona (vücut sıvısı kaybı) yol açabilir. Ayrıca alkol, kan basıncını yükseltebilir ve böbrek damarlarında hasara neden olabilir. Uzun süreli alkol tüketimi, böbreklerin normal fonksiyonlarını bozar ve böbrek yetmezliğine yol açabilir.
2011 yılında yapılan bir araştırma, aşırı alkol tüketiminin böbrek hastalığı gelişimine katkı sağladığını ve alkolün böbreklerdeki iltihaplanmayı artırarak böbrek fonksiyonlarını bozduğunu göstermektedir.Trans yağlar, kalp hastalıkları ve diyabet gibi hastalıklarla ilişkilidir ve bunlar da böbrek sağlığını olumsuz etkileyebilir. Trans yağlar, böbrek damarlarında iltihaplanmaya ve damar sertliğine yol açarak böbrek fonksiyonlarını bozar.2010 yılında yapılan bir analiz, trans yağların aşırı tüketiminin böbrek hastalığı riskini artırabileceğini ve böbrek fonksiyonlarını hızla kötüleştirebileceğini kanıtlamıştır.