Almanya’da Başbakan Olaf Scholz, Federal Mecliste yapılan oylamada güvenoyu alamadı. Bu sebeple ülkede erken seçim süreci başladı. Hedeflenen erken seçimlere kadar Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Yeşiller’den oluşan azınlık hükümeti görevde olacak. Peki, Almanya’da erken seçim ne zaman yapılacak? Almanya’da seçim süreci nasıl işleyecek?
Almanya’da sürekli tartışmalarla gündeme gelen üç partili koalisyon hükümeti 3 yıllık bir sürecin ardından 6 Kasım’da Hür Demokrat Parti’nin (FDP) koalisyondan ayrılmasıyla birlikte sona erdi. Bunun üzerine Şansölye Olaf Scholz Federal Meclis’ten güven oyu talep etmeyi ve erken seçim yolunu açma kararını verdi. Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, 16 Aralık’ta Federal Meclis’te yapılan güven oylamasında beklendiği üzere güven oyu alamadı. Böylelikle Almanya’da erken seçim sürecinin başlatılabilmesi için imkan doğdu.Ülkede hükümetin dağılmasının ardından SPD ve Yeşiller, ana muhalefetteki Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin meclis gruplarıyla bir araya gelerek seçim tarihi konusunda 23 Şubat 2025 üzerinde uzlaştı.Seçim tarihine ilişkin nihai karar Cumhurbaşkanı Steinmeier tarafından verilecek olsa da, siyasi partiler erken seçim için hazırlık çalışmalarına şimdiden başladı.Almanya’da görevdeki federal hükümetin düşürülmesi için şansölyenin inisiyatifi gerekiyor. Meclisten talep edilen güven oylamasında gerekli çoğunluğun sağlanamamasının ardından şansölye Almanya cumhurbaşkanına Federal Meclis’i feshetme önerisinde bulunabiliyor. ”Güven oylamasının yanı sıra bir diğer mekanizma ise yapıcı güvensizlik oyudur. Güven oylamasından farklı olan bu yönteme göre muhalefet gerekli çoğunluğu sağlayarak görevdeki şansölye yerine yeni birini şansölye seçebiliyor. Bu iki yöntem dışında şansölyenin, görevini kendisi bırakmadığı sürece, görevden alınması mümkün değildir.Planlandığı üzere 16 Aralık’ta güven oylamasının olumsuz sonuçlanmasının ardından Scholz, Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’e meclisi feshetmesi önerisinde bulundu. Cumhurbaşkanının 27 Aralık’ta Federal Meclisi feshetmesi ve kamuoyuna önceden de yansıdığı üzere 23 Şubat’ta erken seçimlere gidilmesi bekleniyor.Almanya’da 1994’ten bu yana ilk kez federal düzeyde bir seçim kampanyası Noel ve yılbaşı tatilleriyle kesişecek. Bu durum her ne kadar seçimlerin organize edilmesi noktasında ilk günlerde kısmen bir endişeye neden olsa da kamuoyu tarafından benimsendi. Partilerin aday listelerini oluşturmak, seçim programlarını netleştirilerek kamuoyuyla paylaşmak ve sahadaki seçim çalışmalarına bir an önce başlamak için hızlıca harekete geçmesi gerekiyor. Bu sebeple, Almanya’da geçmişe kıyasla yoğun bir Noel ve yılbaşı döneminin yaşanması kuvvetle muhtemeldir.Üçlü koalisyonun kasımda dağılmasından önce dahi toplumdaki memnuniyetsizliğin zirveye ulaştığı, güncel anketlere yansıyordu. Ekonomi alanındaki durgunluğun yeterli reformlarla giderilememesinin yanı sıra bilhassa eski koalisyon ortağı FDP’nin sürekli koalisyon içerisindeki anlaşmazlıkları tetiklemesi, üçlü koalisyonun sonuna gelindiği intibaını bir süredir kuvvetlendiriyordu. Dolayısıyla erken seçimlere gidilmesi toplum ve ekonomi çevrelerinde genel olarak olumlu karşılandı.Seçim sürecinde başta Alman ekonomisindeki durgunluk, enerji politikalarındaki sorunlar, emeklilik sistemindeki reform ihtiyacı, borç freniyle irtibatlı Almanya’nın altyapı modernizasyon eksikliğinin yanı sıra göç ve güvenlik gibi politika alanlarının da öne çıkması muhtemeldir. Suriye’deki son gelişmeler neticesinde Almanya’daki göçmenlerin geleceğinin de bilhassa sağ ve aşırı sağ partiler tarafından seçim sürecinde popülist bir çerçevede ele alınması olasıdır. Örneğin, son günlerde Suriyeli göçmenlerin geri dönüşü yönündeki popülist söylemlerde bir artış gözleniyor.Alman dış politikasındaki inandırıcılık sorununun sürmesinin yanı sıra bilhassa seçilmiş Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump ile güvenlik politikaları ve ikili ekonomik ilişkilerin hangi yöne evrileceği sorusu da süreç boyunca önem arz edecektir. Dış politikada öne çıkan bir diğer husus Ukrayna’ya yapılan silah yardımlarının geleceği olacaktır. Ukrayna’ya en çok yardım yapan ikinci ülke konumundaki Almanya’nın Trump’ın alacağı muhtemel kararların ardından nasıl bir pozisyon alacağı da öncellikli bir soru olmayı sürdürecektir.Seçimlerin yapılmasına ve hatta yeni Federal Meclisin bir araya gelmesine kadar Scholz liderliğindeki azınlık hükümetinin bazı öncelikli yasal düzenlemeleri hayata geçirmeyi hedeflediği biliniyor. Azınlık hükümeti 6 Kasım’dan bu yana CDU/CSU ve FDP’nin desteğiyle bazı yasa tasarılarını meclisten geçirse de 2025 bütçesi veya 2024 ek bütçesinin yasalaşması beklenmiyor. Ancak gündemdeki Federal Anayasa Mahkemesinin aşırı sağcı ve popülist akımlar karşısında kuvvetlendirilmesi gibi bazı yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi muhtemeldir.