ABD Dışişleri Bakanlığı, Türkiye ile görüşmelerindeki en büyük başlıklardan birinin, “oldukça zor ve hassas” bir konu olan Suriye’de terör örgütü PKK/YPG meselesi olduğunu belirtti. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada ise “Suriye’de sonuç ne olursa olsun Türklerin burada önemli bir oyuncu olduğuna şüphe yok.” ifadeleri kullanıldı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, günlük basın brifinginde, terör örgütü PKK/YPG konusundaki soruları yanıtladı. Miller, ABD’nin Suriye’de SDG adını kullanan terör örgütü PKK/YPG’ye olan desteğinin iki ülke arasındaki temel anlaşmazlık noktalarından biri olduğu ve bu konudaki sürecin nasıl ilerlediği sorusuna, “Bu konu, Türk muhataplarımızla üzerinde çalışmaya devam ettiğimiz son derece hassas ve oldukça zor bir konu. Bu başlık, Bakan Blinken ile Türk muhatapları arasındaki görüşmelerin büyük bir bölümünü oluşturdu.” dedi. Miller, Türkiye’nin PKK ile mücadelesinin Suriye’deki PKK/YPG’yi de kapsadığı yönündeki soruya yanıt verirken “Türkiye’nin, ABD’nin de terör örgütü olarak tanımladığı bir terör örgütüne, yani PKK’ya, karşı meşru harekete geçme hakkını tanıyoruz.” ifadesini kullandı. Terör örgütü PKK/YPG’nin durumunun Suriye’deki bu hassas süreçte nasıl konumlandırılacağına ilişkin detaylara girmeyen Miller, “Bu konuda NATO müttefikimizle görüşmeler yapıyoruz ve en iyi yolun ne olacağına karar vermeye çalışıyoruz.” diye konuştu. “TÜM TARAFLARA DURUMU KÖTÜLEŞTİRECEK EYLEMLER GÖRMEK İSTEMEDİĞİMİZİ BELİRTTİK” Suriye’de etnik veya mezhepsel çatışmalara girmeden sağlıklı geçiş sürecinin yürütülmesini arzu ettiklerini belirten Miller, bölgede infial yaratacak ve tansiyonu artıracak her türlü eylemden tüm aktörlerin kaçınması gerektiğini vurguladı. Miller, “Bu değerlendirmeniz İsrail’i de kapsıyor mu?” şeklindeki soruya, “Tüm taraflara, İsrail hükümeti de dahil, istikrarı artıracak eylemler görmek istediğimizi, durumu daha da kötüleştirecek eylemler görmek istemediğimizi açıkça belirttik.” yanıtını verdi. ABD’li Sözcü, İsrail’in Suriye’de tampon bölgeyi işgal etmesine yönelik ise İsrail’in bu adımının “geçici” olduğunu ve oluşan güç boşluğunda olası terör tehlikesini bertaraf etmek amacıyla atıldığını savundu.
BEYAZ SARAY’DAN AÇIKLAMA Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada ise Türkiye’nin Suriye sınırında meşru terör tehdidi endişesinin anlaşıldığı belirtilerek “Suriye’de sonuç ne olursa olsun Türklerin burada önemli bir oyuncu olduğuna şüphe yok.” açıklaması yapıldı. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik İletişim Danışmanı John Kirby, bir basın mensubunun, Trump’ın “Suriye’nin anahtarının Türkiye’nin elinde olduğu” yönündeki ifadelerini hatırlatarak yönetimin bu konudaki yaklaşımının ne olduğunu sorması üzerine, “Son 14 yıldır olduğu gibi, Suriye’de sonuç ne olursa olsun Türklerin burada önemli bir oyuncu olduğuna şüphe yok.” yanıtını verdi. Blinken’ın tam da bu sebeple Türkiye’ye gittiğini ve burada Suriye ile ilgili tüm konuları ele aldığını belirten Kirby, Suriye’deki PKK/YPG tehdidine ilişkin, “Geçmişte de söylediğim gibi, teröristlerle ilgili meşru endişeleri var. Suriye sınırında bir terör tehdidi var ve Türk vatandaşları oradaki terörist faaliyetlerin kurbanı oldular, bu tehditten endişe duydukları için Türkleri suçlayamazsınız.” diye konuştu. ABD’nin de Suriye’de DAEŞ’ın yeniden canlanmaması konusunda önceliği olduğunu ve bu konuda SDG adını kullanan terör örgütü PKK/YPG ile ilişkilerinin bulunduğunu anlatan Kirby, hem kendilerinin hem de SDG’nin odağının DAEŞ olarak kalması gerektiğini ve bu konudaki anlaşmazlık noktaları konusunda da Türkiye ile görüşmeye devam ettiklerini kaydetti.